Modern hayatın getirdiği toksinler, bedenimizde birikerek sıhhatimizi tehdit ediyor. Bedendeki toksik yükün, kişinin bedeninde birikmiş ziyanlı kimyasallar, toksinler ve ağır metallerin genel ölçüsünü tabir ettiğini kaydeden uzmanlar, bedenin toksinleri çoklukla karaciğer, böbrekler, ter bezleri ve bağırsaklar üzere organlar aracılığıyla atmaya çalıştığını lakin, fazla ölçüde toksin biriktiğinde yahut beden bu toksinleri gereğince tesirli bir halde atamadığında, toksik yükün artarak sıhhat üzerinde olumsuz tesirler oluşturabildiğini söylüyor.
Detoks yapmanın en âlâ yolunun, sağlıklı beslenip mevsiminde ve doğal besinleri tüketmek, kâfi su içmek ve fizikî aktiviteyi arttırmak olduğunu lisana getiren Beslenme uzmanı Öğr. Gör. Hatice Nurseda Hatunoğlu, “Tıbbi bir sorun olmadığı sürece beden kendi detoksunu yapar. Sürdürülebilir sağlıklı beslenme alışkanlıklarının, uzun vadede detoks diyetlerinin sunduğu süratli düzeltmelerden çok daha kıymetli olduğu unutulmamalıdır.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Kısmı Öğr. Gör. Hatice Nurseda Hatunoğlu, bedendeki toksik yük ve sıhhat üzerine tesirlerini kıymetlendirdi.
Toksik yük nedir?
Vücuttaki toksik yükün, kişinin bedeninde birikmiş ziyanlı kimyasallar, toksinler ve ağır metallerin genel ölçüsünü söz ettiğini kaydeden Beslenme Uzm. Hatice Nurseda Hatunoğlu, “Vücut, toksinleri çoklukla karaciğer, böbrekler, ter bezleri ve bağırsaklar üzere organlar aracılığıyla atmaya çalışır. Lakin, fazla ölçüde toksin biriktiğinde yahut beden bu toksinleri gereğince tesirli bir formda atamadığında, toksik yük artar ve sıhhat üzerinde olumsuz tesirler oluşturabilir. Toksik yükün birikmesi, farklı organ sistemlerinde fonksiyonel bozukluklara, bağışıklık sistemi zayıflamasına, inflamasyona ve kronik hastalıklara yol açabilir.” dedi.
Kirleticiler hava, su yahut besin yoluyla bedene alınarak toksik yük artıyor
Günlük ömürde en sık maruz kalınan toksin kaynaklarının, çevresel faktörlerden beslenmeye, gerilim seviyelerinden alışkanlıklara kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını söz eden Hatunoğlu, “Çevresel faktörler, bilhassa hava, su ve toprak kirliliği üzere doğal etrafımızdaki kirleticilerle başlar ve hava yoluyla solunduğunda ya da su ve besin yoluyla bedene alındığında vakit içinde toksik yükü artırabilir. Ayrıyeten günlük olarak kullanılan plastiklerdeki BPA’lar, kozmetik eserlerdeki parabenler ve şampuanlardaki sentetik unsurlar bedene direkt ziyanlı tesir yapabilen unsurlardır.” diye konuştu.
İşlenmiş besinler ve kronik gerilim de toksik yükü etkiliyor
Beslenmenin, toksinlere maruz kalmanın en yaygın ve daima yolu olarak karşımıza çıktığını lisana getiren Beslenme Uzm. Hatice Nurseda Hatunoğlu, şöyle devam etti:
“İşlenmiş eserler, şekerler ve katkı unsurları bedenin detoksifikasyon sistemini zorlayarak bedende birikmelerine yol açabilir. Ayrıyeten birtakım besin kaynaklarında bulunan ağır metaller ile pestisit kalıntılarına uzun müddet maruz kalmak ve sistemli olarak sigara ve alkol tüketimi de bedende toksik yükün artmasına sebep olabilir. Kronik gerilim, bedende inflamasyonu arttırabilir ve bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Gerilimin getirdiği bu değişiklikler, tıpkı vakitte toksinlerin bedende daha uzun müddet kalmasına ve atılmalarının engellenmesine neden olabilir. Ayrıyeten, uyku düzensizlikleri ve fizikî hareketsizlik de toksinlerin atılmasını zorlaştırır; beden, gereğince dinlenmediğinde ve hareket etmediğinde, ter yoluyla toksin atımı azalır.”
Toksik yükün doğurduğu ziyanlar neler?
Vücutta biriken toksik yük uzun periyotta bağışıklık sistemi problemleri, hormon düzensizlikleri, karaciğer hasarı, kardiyovasküler ve nörolojik meselelere neden olabileceğini anlatan Hatunoğlu, “Bu nedenle bu riskleri azaltabilmek için antioksidandan varlıklı beslenme modeline uymak, bol su tüketmek, sistemli antrenman yapmak, gerilim idaresi ve uyku sistemine dikkat etmek epey kıymetlidir.” dedi.
Detoks diyetleri ve kürleri ne kadar tesirli?
Sağlıklı bir bireyin bedeninin doğal detoksifikasyon sistemlerinin (karaciğer, böbrekler, bağırsaklar) toksinleri tesirli bir halde attığını lisana getiren Hatunoğlu, şunları söyledi:
“Detoks diyetlerinin birden fazla, kısa vadeli yük kaybı ve sindirim tertibini düzgünleştirme üzere sonuçlar oluşturabilir, lakin bu tesirler ekseriyetle sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve kalori kısıtlamasından kaynaklanır. Ayrıyeten, bu çeşit diyetlerin uzun vadede sıhhat üzerindeki tesirleri ve güvenliği konusunda kâfi bilimsel ispat bulunmamaktadır. Detoks yapmanın en düzgün yolu, sağlıklı beslenip mevsiminde ve doğal besinleri tüketmek, kâfi su içmek ve fizikî aktiviteyi arttırmaktır. Tıbbi bir sorun olmadığı sürece beden kendi detoksunu yapar. Sürdürülebilir sağlıklı beslenme alışkanlıklarının, uzun vadede detoks diyetlerinin sunduğu süratli düzeltmelerden çok daha pahalı olduğu unutulmamalıdır.”
Ne üzere tedbirler alınmalı…
Toksin maruziyetini azaltmak için neler yapılması gerektiği konusuna da değinen Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Kısmı Öğr. Gör. Hatice Nurseda Hatunoğlu, biçiminde kelamlarını tamamladı:
“Toksin maruziyetini azaltmak için doğal paklık materyalleri kullanıp kimyasal kullanımını azaltmak, plastik kullanımını azaltmak, hava kalitesine dikkat etmek, pestisit ve katkı unsuru içeren besinlerin tüketimini azaltmak ve pak su içmeye itina göstermek epeyce tesirli yöntemlerdir.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
